Bir Eser Üzerinden Okuma Serüvenime Dâir, IV – Sait Alioğlu

12 Eylül sonrası dönemde gerek sol, gerek ülkücü ve gerekse de İslam’ı gelenekçi kalıpta algılamış ve o minvalde yaşamış çevrelerden birçok kişinin ilgisinin İslam’ın hakikatine yöneldiği söylenebilir. Bir de bunların dışında, İslami çizginin kendine ellili-altmışlı yılların “siyasal, düşünsel ve toplumsal… Devamını oku…

Bir Eser Üzerinden Kitap Serüvenime Dâir, III – Sait Alioğlu

Liseye başladığımda okuma eylemim daha da artmıştı. Neredeyse her hafta bir kitap okuyordum. Ortaokul yıllarında olduğu gibi en başta maddi sebeplerden ve ailemin içerik açısından “sakıncalı” görebileceği kitapları bir şekilde temin edebilmiş olsam da gizli bir şekilde okuma zorunluluğu ve… Devamını oku…

Bir Eser Üzerinden Kitap Serüvenime Dâir, II – Sait Alioğlu

Bu serinin ilk yazısında, orta öğrenim sıralarında iken elime geçen “Bugünkü İslam Devletleri ve Ülkeleri” adlı tercüme bir eser üzerinden bir değerlendirmede bulunmuştum. Dikkat edilirse, takdim ve tehir yöntemine başvurup ilk yazıda ortaokul sıralarında elime geçen kitabı okuma serüvenimden bahsetmiştim…. Devamını oku…

Bir Eser Üzerinden Kitap Serüvenime Dâir, I – Sait Alioğlu

İlkokul sıralarında müfredat gereği okulda bize aldırılan ve ilgili derslere ait kitaplar dışında hiçbir kitabım olmamıştı. Tabii ki, kitapla birlikte bırakın kütüphaneyi, bir kitaplıktan dahî mahrumdum yaşıtım olan birçok çocuk gibi. Ama bunlara rağmen kitabım/ız varmış gibi, kitaplı gibi davranırdık…. Devamını oku…

Bahar “Yine” Gelince… – Sait Alioğlu

“Bahar geldi, gül açtı, ama…” Bugün miladi takvime göre 14 Mart. Buna göre, her ne kadar “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır!” denip üstüne üstlük bir de Berdü’l-acûz, yani “koca karı fırtınaları”nın sürdüğü bu ay, aynı zamanda baharın da ilk ayı olarak… Devamını oku…

Bir Dünya Çarpıntısı – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

kalbimin atışını kulaklarımda duyuyorum göz kapaklarımda mor bir dünya yüzü güneşi ellerimle kapıyorum bakışımı yakıyorum böylesi körlük kahrolsun diyor yağmacılar çalıp çırpan avuçları çizgi çizgi kaderden çizilmiş kendi hazin sonlarını göremiyorlar   kabil’den beri bütün tarih cinayet masası resim defterime… Devamını oku…

Deprem, Coğrafya ve Acılar İnsanı Kardeş Kılarken – Sait Alioğlu

Bana diyorlar ki “Yakınını kaybettin mi?” Bilmiyorlar ki biz Adanalılar, Osmaniyeliler, Hataylılar, Kilisliler, Urfalılar, Adıyamanlılar, Maraşlılar, Diyarbakırlılar ve Malatyalılar hep yakınız, hep hısımız, hep kardeşiz VE BİZ ÖLDÜK! – Vedat Kahyalar   Yukarıdaki çarpıcı cümle en başta manevi bir noktaya… Devamını oku…

Okurlarını Büyüleyen Bir Halk Destanı: İnce Memed – Afra Tek

Yaşar Kemal tarafından 1947 yılında kaleme alınmaya başlanan ve otuz iki yılda bitirilen, diğer bir deyişle nakış nakış işlenen bir eserdir İnce Memed! Toplamda kırktan fazla dile çevrilerek farklı coğrafya ve kültürlerle buluşan bu seri, Türk Edebiyatının en iyileri arasında… Devamını oku…

Ey Güdüllüler, Güdülmeyin! – Sait Alioğlu

Epey zamandır yazmayı düşünüyordum. Ha bugün, ha yarın derken, aradan tam yedi, sekiz yıl çeçti. Demek ki, kısmet bugüneymiş. Güdül’ü yazacaktım. Ankara’ya bağlı, onun yetmiş, yetmiş beş kilometre kuzey batısına düşen, tarihi Bizans dönemi ile birlikte, Selçuklu ve Osmanlı dönemine… Devamını oku…

Kör Pahar – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

yeri belirsiz bir çıban gibi batıyorum hayata irinim içime doğru akıyorum hep yürümüyor kan kalbin hükmettiği aklıma çünkü akıl eden bir yürek değil benimki bu vakitlerde gölgelerin şavkında bir imkânsızlığı çekingen elleriyle rüzgar uyandırıyor adım atacak olsam basacağım yaprağın dedemin… Devamını oku…