‘BİR’BİRİMİZ… – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

  Ve kardeştik: çok sabahtı… Göz gözü görmeyecek kadar çok. Bir aydınlık, kör eden. Ve sığınıyorduk güneşin gölgesine. Adlarımız benziyordu, belki ruhlarımız: bir o kadar yabancı ve uzağız. Nerede, nasıl bir adım: belirsiz. Belki de hiç yok? Ve bu sefer… Devamını oku…

Dağların Çobanları… – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

  Dağların arasından çıkıyor çobanlar, kavalları yerlerde. Sürüleri önlerinde, koşturmacada. Bilirsiniz karlıydı da dağlar, erimezdi yaz-kış… –Çobanım, kavallarımı yerlere vura vura aranıyorum. Ve şimdi betonlar arasında kalmış dağlarım. Kafalarını elektrik demirlerine çarpa çarpa kaçışıyor sürülerim. Ve anlıyorum dünyaya yaşamak için… Devamını oku…

Olması Gerekenden Uzakta – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

  İnsan olmanın temel esaslarının göz ardı edildiği hatta hiç ele alınmadığı bir dönemde yaşar hale geliyoruz. Söylediğimiz kelimeler, kullandığımız ifadeler ve ilgi duyduğumuz şeyler başkalaşıyor. Olması gerekenin ne olduğunu bilmeden onun etrafında dolaşıp duruyoruz. Bütün her şey anlam derinliğini… Devamını oku…

Bir Kapı Aralığı: Yaşam ve Ölüm – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

  Her şey bilincinde güzel: neden yaşadığımız, neden büyüdüğümüz, neden sevinip üzüldüğümüz, neden yaratıldığımız, neden öldüğümüz… Neden öldüğümüz… Hep sakındığımız o kelime: ölüm. Sevinçlerimiz, heyecanlarımız, hüzünlerimiz ile süsleniyor yolculuğumuz. Nereden geldiğimizi unutarak bilmeden bastığımız toprak, nereye gideceğimizi anlamayarak bilmeden bastığımız… Devamını oku…