“Sessiz Harfler” hazır!

Bu kitap sadece; bir dönem ecdadımızın Osmanlıca okuyup yazdıklarını ‘tatlı bir hatıra’ olarak gelecek nesillere aktarmak için yapılmadı. Duvarın öte yakasında nelerin kaldığını, hangi acıların, sevinçlerin nasıl bir sessizliğe gömüldüğünü; edebiyatın o diriltici, umut aşılayıcı diliyle yoklamak, sorgulamak, hatırlamak ve… Devamını oku…

Öykü Yıllığı Çıktı

  Türkiye’de ilk: Öykü Yıllığı Annemarie Schimmel’in Hallac eserinden müthiş bir alıntıyla başlıyor Edebiyat Ortamı dergisinin yirminci, yani mayıs-haziran sayısı. Dergi bu sayısında çok güzel bir şey yapmış. Türkiye’de çok alışık olmadığımız bir şey… Daha önce yayınladığı yıllıklara bir yenisini… Devamını oku…

BU SABAH GÜNEŞ BAŞKA DOĞACAK

Gece uyku tutmamış. Sanki içinde bir kristal küre gibi kurguladığı o uzun planlar seyrettiği birkaç saniyelik bir resimle yerle bir olmuştu. Gözlerini tavanda gezdirirken içinde ta derinliklerde darmadağın olan o kristalin kırıklarında inciniyordu yüreği. Ayakları uyuşup bu halin geçmesini isteyerek… Devamını oku…

İçerde Olmayan Adam | Ahmet Örs (Öykü)

Çoktan doğan güneşe aldırış etmeden gözlerini yumarak kaçıp giden uykusunu en azından birazcık daha sürdürmek istedi. Geç saatlere kadar televizyon ve bilgisayar ekranının yorduğu kafasını toparlayabileceğini sanmıyordu. Ev halkının mutfaktan gelen seslerine dikkat kesilmek istedi ama beynindeki uğultu sesleri seçmesine… Devamını oku…

Bir Kurşun Bile Çok Gelir Bize I Ahmet Örs (Öykü)

Sizi bir arka sokak çay ocağında son derece merhametli çaycının halime acıyarak ikram ettiği sıcak çayı, açlıktan bulanmaya başlamış mideme indirirken köşede müşterileri şenlendirmek için sürekli açık tutulan eski, küçük televizyonda gördüm. Fazlasıyla mutluydunuz, öyle ki gözleriniz sevinçten kocaman açılmışken… Devamını oku…

Farklı Dünyalar | Mustafa Kıyak (Öykü)

                                                                Adı duyulmamış ülkelerde aç bırakılmış bütün çocuklara… Anne, kocasının aldığı pahalı elbiselerden birine uygun ayakkabı ararken, o gün her şeyin yolunda gitmesini temenni ediyordu. Onlarca elbisenin ve ayakkabının içinde aradığını bulamamanın ızdırabı yüzüne yansıyordu. Yaşamın tadını çıkarmak lazımdı. Fakat… Devamını oku…

Hep Üşüyen Adam | Mustafa Kıyak (Öykü)

Eve dönüyordum. Üzerimde gri paltom vardı. Havalar gittikçe soğuyordu. Âdetim olduğu üzere gelirken göz ucuyla -boynumu çevirmeye korkuyordum, çünkü insan bir kere soğuğu hissederse hemen vücuduna yayılıyor- kilisenin yanındaki sıcaklıkölçere baktım. -12 yazıyordu, inanmadım. Eve gidip suya bakarak yeniden ölçerim… Devamını oku…

Kutudan Yaşamlar | Mustafa Kıyak (Öykü)

Kış geldiğinde yeşil yaprakların gök mavisi ile oluşturduğu bütünlük bozulmuş, yerini çıplak ağaç dallarının gece ay ışığıyla yaptığı gizemli dansa bırakmıştı. Şehrin bu tarafının kışı daha şiddetli olurdu. Parklarda, cadde köşelerinde yatıp kalkan evsizler kendilerini daha kuytu sokaklara atar, kartondan… Devamını oku…