İnsanlığın kurtuluşu için kapitalist yaşam tarzından bir an önce çıkmak gerekir

TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) seminerlerinde, bu hafta Mustafa KIYAK, Fikret BAŞKAYA‘nın “Yeni Paradigmayı Oluşturmak” kitabını tahlil etti. Seminerin başında kapitalist modernitenin oluşturduğu sürdürülemezlik durumunun nasıl ortaya çıktığını anlatan Kıyak, bu durumda insanlığın önünde kapitalizmden vakitlice… Devamını oku…

Resmi İdeoloji Öldü, Yaşasın Yeni Resmi İdeoloji!

Türkiye’de aşamalı olarak uygulanan politikaların sonuçları birer birer netleşmeye başladı. Küresel kapitalist düzenin gerekleri artık yasalarla, kanun hükmünde kararnamelerle devletin yeni politikalarını belirleyecek, yeni Türkiye nizamatını şekillendirecek.

Nükleer santrallere dair gerçeği söylemek – Fikret Başkaya

Japonya’da deprem ve tusinaminin tetiklediği nükleer kaza, nükleer enerji sorununu tartışma gündemine getirse de, tartışmanın uygun bir zeminde yürütüldüğünü söylemek mümkün değil. Elbette böyle bir durumun altmış altı yıldır Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasının feci sonuçlarını hâlâ yaşamaya devam… Devamını oku…

Kapitalizm nedir? – Fikret Başkaya

  Kapitalizm, ücretli emek sömürüsüne dayanan, yegâne ereği kâr etmek ve kârı artırmak olan, canlı olan her şeyi ölü nesnelere, metalara dönüştüren, kullanım değerinin yerini değişim değerinin aldığı, var olabilmek ve varlığını sürdürebilmek için sürekli büyümek zorunda olan, toplumun temel… Devamını oku…

NGO’lar: Neoliberal küreselleşme çağının misyonerleri

Genel bir çerçevede neoliberal küreselleşmenin efendileri tarafından peydahlanıp-‘araçlaştırılan’ ve üçüncü dünya ülkelerinde faaliyet gösteren NGO’ların işlevinin kolonyalizmin başlangıç dönemindeki hristiyan misyonerlerin işlevinin benzeri olduğunu söylemekte bir sakınca yoktur. Başka türlü söylersek, NGO’lar, neoliberal küreselleşme çağının misyonerleridir. NGO’lara yapılan kaynak transferi… Devamını oku…

Yeni Paradigmayı Oluşturmak – Fikret Başkaya

“Geçerli eğilimler ve süreçler insanlığı ve uygarlığı hızla ‘geri dönüşü olmayan’ bir eşiğe doğru sürüklüyor  ve bu durum, oligarşik kapitalist yağma ve talandan kaynaklanıyor. Dolayısıyla geçerli kapitalist üretim ve tüketim sürecinden çıkmadan insanlığın ve uygarlığın geleceği kararmaya devam edecektir.