Genel bir çerçevede neoliberal küreselleşmenin efendileri tarafından peydahlanıp-‘araçlaştırılan’ ve üçüncü dünya ülkelerinde faaliyet gösteren NGO’ların işlevinin kolonyalizmin başlangıç dönemindeki hristiyan misyonerlerin işlevinin benzeri olduğunu söylemekte bir sakınca yoktur. Başka türlü söylersek, NGO’lar, neoliberal küreselleşme çağının misyonerleridir. NGO’lara yapılan kaynak transferi birçok durumda çokuluslu şirketlerin mallarına pazar açıcı, dolayısıyla da bağımlılığı ve sömürüyü derinleştirici bir işlev görüyorlar.
(Fikret Başkaya, Yeni Paradigmayı Oluşturmak, s. 298)