Yaşı ne olursa olsun muhalifler benim gözümde hep gençtirler. Çünkü muhaliflik genç olmanın en önemli işareti. Eğitim, davranış değiştirme sanatıdır. Okullarda -ki en büyük destekçilerinden biri bugün medyadır- bize biçim verirlerken, hepimizi resmî ideoloji doğrultusunda tornadan çıkmış tek tip ‘odun’ yapmaya çalışırlar. Bunu başaramadıkları zaman da ‘hain’ damgasını yapıştırlar hemen. Elinizi vicdanınıza koyun daha birinci sınıftayken “Bugün yirmi üç Nisan/Neşe doluyor insan“ı ezberletirler de yırtınarak söylememiz için çırpınırlar. Birinci sınıftaki çocuk ne anlayacaktır bundan! Amaç çocuğun beynini biçimlemek, onda davranış değişikliği yaratmak! Oysa onlara kuşları anlatsak çok daha iyi olurdu!
Peki edebiyatta muhalif nasıl olunur?
Diyelim ki Attilâ İlhan şiirlerinde büyük harf kullanmadı -o da Fransız şiirinden taşınma bir yenilik!- bu muhalefet midir? Yerleşik değer yargılarına karşı çıktığı için bu muhalif bir tavır sayılabilir. Ama devletin beyin yıkama mekanizmasına karşı çıkmadığı sürece muhalif olmaktan çok marjinal olursunuz Devlet’in gözünde.
Şiirimiz muhalif mi, marjinal mi?
Varlık dergisi, Haziran 2010, s.54.
Sabit Kemal Bayıldıran sol içinde Kemalizmle, sanal bir kavram olan vatanla ve ulusalcılıkla hesaplaşmış önemli isimlerden biri… Gerçek bir muhalif…