Bir Dünya Çarpıntısı – Nazlı Nesibe Kılıçoğlu

kalbimin atışını kulaklarımda duyuyorum

göz kapaklarımda mor bir dünya yüzü

güneşi ellerimle kapıyorum bakışımı yakıyorum

böylesi körlük kahrolsun diyor yağmacılar

çalıp çırpan avuçları çizgi çizgi kaderden çizilmiş

kendi hazin sonlarını göremiyorlar

 

kabil’den beri bütün tarih cinayet masası

resim defterime arsa çizen hırsızlar

yeryüzü çığlıklarından yaşamın fısıldandığını

söylesem inanmazlar, hem konuşma diyorlar

ölmeyince söz söyleme hakkı olmuyor pek insanın

acısı okkalısından bir acı sayılmıyor oysa ben

biliyorum artık nereye gitsem orası yarım kalacak

koltuğa uzanmış ayaklarım sehpada bardak

lambada ışık hepsi yarım

çarpık ikileminde bu uydurulmuş hayatın

anlıyorum ki dün yoktum bugün varım

 

işte dünyadan kaçıp oturmaya daldığım bu gece

durup kapı eşiğimde geçmiş zamanlardan annem

rüyasından önce son kez hareketsiz bedenime

yatağının kenarına uzanmasını nasihat ediyor

olur a bir zelzele alır gider uykumu

rüyasını kaybeder dünyayı taşıyan gözlerim

 

bilinmez ki ben hiçbir dirliğe yenilmem

bir yüce ırk türk oğlu türk doğmuşum yani

olmadı iman ettiremedim cümle sülalemi

güzeller güzeli havva ananın ermeniliğine

nenemin hıfzettiği onca hayat enkazı altında

seslensem duyarlardı, sesimden utandım

bunca yıkımı reddedişim suçlu bulunur

amel defterimi tutuklarlardı

 

nice denizlerin rengi sarıya bulanıyor da

insana rağmen cıvıltılar demliyor sabahı

kuş kalbi gibi atıyor parmak uçlarımda kan

beyaz bir aydınlığında gecenin, bir anında

inanmıştım ki bu kaynar kan durmaksızın akacak

nefesimin ağır ağır solan sıcaklığında

seheri uğurlarken seyrettim evlerin intiharını

şimdi bırakın gençliğin yorgun ateşiyle ben

biraz uyuyayım, yaşıyorum denemez daha

ne varsa hesabımda sonra kapatırız

duymuyorum kalbimin atışını kulağımda

Etiket(ler): , , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın