Kurucu bir İslami siyasi iradenin eksikliği kendini her geçen gün daha da hissettiriyor. Bugün Farklı entelektüel, akademik, siyasi çevreler her ne kadar mevcut siyasi iktidar sürecini İslamcılıkla irtibatlandıran değerlendirmeler yapsalar da hakikatin bunu işaret etmediğinin aslında herkes farkında olmalıdır. Mevcut yerel ve küresel sisteme eklemlenmiş, neredeyse tümüyle onun iradesi paralelinde siyaset icra eden AKP iktidarının İslamcılıkla ilintilendirilmesi İslamcılığın başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden biridir. 2002’den bu yana açıktan küreselleşmeci, piyasayı kutsayan bir paradigmayla yola çıkan, dini rengi zaman içerisinde kendisine bırakılan oyun sahaları içerisindeki hegemonik tutkularını pazarlamak ve siyasetini süslemek amacıyla öne çıkaran bir siyasal aktörün kurucu siyasi iradeyi bloklaması gerçeği, İslamcılığın behemahâl aşması gereken temel sorunlardan biridir. (..) [Kriz ve Kritik Dergisi, 1. Sayı, 2015, sayfa 70]