Metin Yüksel’in ismi İslami Hareketler için her zaman bir öncülük sembolü oldu. “Şehadet bir çağrıdır, nesillere ve çağlara” sözü şehitler gecelerini süsleyen afişler olarak yanımızdaydı hep; ezgilerin, marşların nakaratları olarak yıllarca dillerimizde, gönüllerimizde dolandı durdu.
Bugün yokluğunu hissettiğimiz adanmış kuşakların haykıran sesiydi Metin Yüksel. Sadece yirmi bir yıllık ömürle adanmışlık ve kararlılığın sembolü olmak ne zordur!
Fatih Camiinin avlusundaki kırmızı boyalı taşların ne olduğunu ilk sorduğumda Metin Yüksel’in hikâyesini dinlemiştim. Arkadaşları ilk günden beri orayı kanamaya devam eden bir şehadet ocağı bildiler ve öylece bugüne taşıdılar.
Hafta sonu ÖYB programımız için İstanbul’a gittiğimizde dost ve takipçilerinin şehit düştüğü yerde düzenlediği anmaya katıldık. (23 Şubat)
Hiç büyümeyen, yaşlanmayan, usanmadan koşturan fotoğraflar bıraktı geride Metin Yüksel. Şehadetin, hakikat ve adalete tanık olmanın sorumluluğunu teklif ederek, bu teklifi Fatih Camiinin avlusuna akıttığı kanıyla imzalayarak Rabbine kanatlandı.
Orada biz, yaşadığımız mağlubiyetlere karşı direniş azmimizi beyan eden “Şehit Metin Yolunu Sürdüreceğiz!” sloganlarıyla bu teklife “evet” diyen ahdimizi inşallah yineledik.
