Sanat eseri, kendisini anlamlı ve görünür kılan form ve estetik bütünlüğün yanı sıra, içsel bir anlam dizgesi eşliğinde açımlanan ideolojik bir bütünlüğü de gereksinir kuşkusuz. Bu bağlamda sanatın, bir dünya görüşünden büsbütün yalıtılmasını, ideoloji yoksunu ya da karşıtı bir etkinlik olmasını beklemek en azından safdilliktir. Bunu dayatmak ise, zorbaların kanlı bakracından içmekle bir tutulabilecek bir haksızlık ve onursuzluktur. Bir dünya görüşünden, ontolojik bir gerekçeden, ideolojik bir yer tutuştan ayrışmış gibi görünen tutum ve çabalar da aslında kurulu düzenin ekmeğine yağ sürecek, egemen ideolojiye eklemlenecektir.