Kapitalist, sermayesinin bir kısmını emek gücüne çevirdiği zaman, toplam sermayesinin değerlenmesini sağlar. Bir taşla iki kuş birden vurur. Yalnızca işçiden aldığından değil, işçiye verdiğinden de kâr eder. Emek gücünün karşılığı olarak yatırılan sermaye, tüketimleri mevcut işçilerin adale, sinir, kemik ve beyinlerinin yeninden üretimine ve yeni işçilerin meydana gelmesine hizmet eden geçim araçlarına çevrilir. Bundan dolayı, işçi sınıfının, mutlak gerekliliklerin sınırları içinde kalan bireysel tüketimi, sermaye tarafından emek gücünün elden çıkarılan geçim araçlarının yeniden sermaye tarafından sömürülebilecek yeni emek gücüne dönüştürülmesi demektir. O halde, işçinin bireysel tüketimi, ister emek sürecinin içinde veya dışında gerçekleşsin, sermayenin üretiminin ve yeniden üretininin bir unsuru olarak kalır; tıpkı, emek süreci sırasında veya belirli aralarda makinelerin temizlenmesinin üretim ve yeniden üretim faaliyetinin kaçınılmaz bir gereği olması gibi. İşçinin bireysel tüketimini kapitalistin keyfi için değil kendisi için yapması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir iş hayvanının tüketimi, hayvan yediğinden zevk alıyor diye, üretim sürecinin gerekli bir koşulu olma niteliğinden hiçbir şey yitirmez. İşçi sınıfının sürekli olarak mevcut tutulması ve yeniden üretilmesi, sermayenin yeniden üretimi için her zaman gerekli olmuş ve her zaman gerekli olacak bir koşuldur. Bunun yerine getirilmesini kapitalist iç rahatlığıyla işiçisinin kendini ve nesli devam ettirme içgüdüsüne bırakabilir. Kapitalist, sadece işçinin kişisel tüketimini en zorunlu sınırlarına indirmeye ve orada tutmaya dikkat eder.
Karl Marx, Kapital, çevirenler: Mehmet Selik-Nail Satlıgan, cilt: 1, Yordam Kitap, İstanbul, 2011, s.553.
De te fabula narratur (Lat.): Hikâye seni anlatıyor.