Yoksulların Ölümü

Kim büyüyor, kim küçülüyor? Ali Bulaç birkaç ay önce Zaman‘da, malı yığan ilk 500 kişilik müstekbirler skalası büyürken halk yoksullaşıyor günden güne, diye yazmıştı. Hem neo-liberal ekonomi politikaları, hem militarist zorbalık halkı gözü dönmüşcesine öldürüyor. Silvanlı Hacı Abi orucunu intiharla açıyor, koyun otlatırken havan topuyla vurulan Liceli Ceylan dağlarda can veriyor.

HES’ler yüzünden ekolojik denge büyük yara alacak, santrallerin civarında arılar bal yapamayacak, balıklar can verecek, sulama suları kullanılacağı için zaten ölü durumdaki tarım faaliyetleri hepten darbe yiyecek deniyor. Kapitalizm daha çok harcamak için yeryüzünü hunharca sömürüyor. Geçen gün Reşadiye’ye giderken bir HES inşaatı gördük. Korkunç bir doğa katliamı yaşanıyordu orada. 200 yıllık ömrü varmış HES’lerin, sahibi 10 yılda maliyeti çıkaracakmış. İnsanların suyunu çalarak tarlasını, toprağını yok edenlerden, yeryüzünün kaynaklarını marazî iktidar hevesleriyle gasp ederek halkı intihara mahkum edenlerden hesap sormazsak Allah’a hesap veremeyiz. Direnen edebiyat, halkın hayatını ve gerçekliğini yansıtır, zulmü gizleyen sisi kaldırır, zalimin tanınmasını engelleyen ilüzyonu yok eder. Karanlığı ifşa etmeyip de onu alttan alta besleyen patrimonyal edebiyat anlayışlarını, yoksulluğun değil de varsıllığın parçası olan şiirleri ve öyküleri tasfiye etmek, emr-i bil-ma’ruf nehy-i ani’l-münker’in gereği.

Etiket(ler): , , , , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın