Gazetesindeki köşesinde, aşağıda bir kısmını alıntıladığıımız yazısında TOKAD ve Özgür-Der üzerinden İslamcı erkeklerin tutumlarını temelsiz ithamlarla eleştiren Teodora Doni hanımefendiye aşağıdaki açıklamayı gönderdik:
“Birkaç ay önce bu kuruluşlardan birinden bir e-mali almıştım ve sanırım ulusal basında yazan herkese gönderilen o e-maili uzun süre saklamış, günlerce tekrar tekrar bakmış ve her baktığımda sinirlerim gerilmiş sonunda dayanamayıp silmiştim. Ne mi vardı o e-mail de, bir açıklama ve birkaç fotoğraf. Açıklamada, başörtülü ilkokul öğrencisi kız çocuğunun mücadelesinin desteklendiği, öğrencinin evinde ziyaret edilerek tebrik edildiği, ve kendisine bir plaket takdim edildiği belirtiliyordu. Elbette bir tuhaflık yok bunda, beni şaşırtan, beni sinirlendiren ilkokul öğrencisi kız çocuğuna plaket verilirken çekilen fotoğraftı. Fotoğrafta kız çocuğunun yanında sadece erkekler var, saydım tam 12 yetişkin erkek, bir tek kadın bile yok.
Hiç kimse bana o fotoğrafı açıklayamaz. Özgürlükleri savunan iki sivil toplum kuruluşu bir araya geliyorlar ama aralarında bir kadın üye bile olmadan, yanlarına bir kadın bile almadan 12 yetişkin erkek, kız çocuğunun evine gidiyorlar ve utanmadan fotoğraf çektiriyorlar bir de büyük bir marifetmiş gibi o görüntüleri medyaya servis ediyorlar. Bakın bakın ne kadar önemli faaliyetlerde bulunuyoruz der gibi. Eğer özgürlükleri savunuyorlarsa, özellikle de başörtüsü her yerde serbest olsun diyorlarsa, kadın üyeleri neredeydi o anda, kadınlar neden yoktu aralarında. Özgürlükleri savunduğunu iddia edenler önce bunun cevabını versinler ki sonra biz de bütün o açıklamalarını eleştirilerini ciddiye alalım ve hak verelim onlara.
Ne yazık ki, başörtülü ilkokul öğrencisi kız çocuğunu da, başörtülü, Cumhurbaşkanı eşi hanımefendiyi de aynı saygı (!) ile dillendiriyorlar. Yoksa her şey kendi reklamlarını yapmak için mi, hiçbir sınır tanımıyor mu bunlar. Erkek egemen toplum, daha nereye kadar…”
Selamün aleyküm,
Teodora hanım, yazınızı esefle okuduk. Tokat’ta faaliyet gösteren TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) olarak her zaman büyük bir onurla başörtüsü mücadelesinin içinde olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Ece Nur kızımızın verdiği mücadelenin de başımız üzerinde yeri vardır ve her zaman kendisinin yanında olacağız.
Bu yaz mevsiminde Özgür-Der Diyarbakır şubesinin düzenlediği Kürt Sorunu Forumuna katılmak üzere yanımızda hanım arkadaşlarımız olmaksızın birkaç günlüğüne Diyarbakır’a gitmiş, bu vesile ile çoktandır mücadelesini takip edip kendisini ve ailesini desteklediğimiz, babasıyla sık sık görüştüğümüz Ece Nur’un evine de bir ziyaret gerçekleştirmiştik. Bu her şeyden önce kızımızın ve ailesinin türlü zorluklarla verdiği mücadeleleri için ancak küçük bir destekti. Bu desteğin reklâm olarak değerlendirilmesi sadece bir önyargının ifadesidir ve son derece incitici, yaralayıcı ve ağır bir iftiradır.
Yazınızda ısrarla kadınları yok sayan, erkekleri öne çıkaran bir tavra sahip olduğumuzu söyleyip durmanız asla gerçek bir temele dayanmamaktadır. Tokat’ta yaptığımız başörtüsü, 1 Mayıs gibi eylemlerde her zaman hanım arkadaşlarımız ön plandaydılar ve biz bundan büyük onur duyduk. Buraya alamayacağımız kadar çok olan eylem fotoğraflarından birkaçını size gönderiyoruz. TOKAD, akılların alamayacağı kadar kadın ve erkek Müslümanların omuzlarında birlikte yükselen bir kuruluştur, harekettir.
Ayrıca yazınızda açık hakaret içeren kelime ve kullanımlarınız bir Müslüman olarak size yakışmamıştır. “Utanmadan fotoğraf çektiriyorlar” ifadesini izah etmek mümkün değildir. Allah aşkına hangi utanılacak bir iş yapmışız! Başörtülü bir hanımefendiden böyle ağır bir tepki ve hakaret görmeyi anlamakta zorluk çekiyoruz. Elbette eleştiri yapılabilir ancak bir gazetecinin yargısız infazda bulunması, meseleyi irdelemeden hakaretlerde bulunması kabul edilebilir bir tutum değildir.
Başörtüsü yasakçısı çevrelerin ısrarla kullandıkları “ilkokul öğrencisi” ifadesini kullanmanız da ayrı bir hatadır, akıl ve bilgi dışı bir tutumdur. Bir defa Türkiye’de ilkokul diye bir kavram, kullanım, birim mevcut değildir. 28 Şubatla birlikte “zorunlu ilköğretim” süreci vardır. İlköğretimde başını örten kızlarımız, Ece Nur da dâhil olmak üzere, “ilköğretim ikinci kademe” öğrencisidirler. Yani eski tabirle “ortaokul” öğrencisidirler. Bu açık saptırmaya karşı gazeteci kimliğinizin araştırmaktan uzak, şartlı refleksten yana tutumu da ayrıca düşündürücüdür.
Bu talihsiz yazınız için sizi özeleştiri yapmaya davet etmekten başka bir talebimiz yoktur.
TOKAD adına
Dernek Yönetiminden
Ahmet ÖRS
ben bu harekette teodora doni nin yok saydığı başörtülü hanım arkadaşlardan biriyim…
biz yaptığımız her faaliyette omuz omuzayız, örneğin Tokat'ta bizden önce hangi müslüman bayan çıkıp basın açıklaması okumuş, kim eylemlerde pankartı açmış en önde slogan atmış, seminer vermiş? bakın biz diyorum çünkü gerek yok bayan erkek diye ayırmaya… o aptalca siyaset yapan partilerdeki gibi kadın kollarımızda yok. Diyarbakıra gidemediğimde o kadar önemsememiştim sonuçta o da sürekli yürüttüğümüz faaliyetlerden sadece biriydi. fakat görüyorum ki insanlardaki taassup ve önyargı bunu perdeleyip bir sürü mantıksız, söylemlerimize zıt, ilkelerimize zıt komplo teorisi sunuyor.. müslüman bi kardeş bunu yapabiliyorsa o özgürlükleri biz daha zor alırız… sayın Doni müslüman bir kardeşiniz olarak sizi özür dilemeye, önyargılarınızı yıkıp gerçekleri görmeye, modernitenin ağlarını ördüğü zihninizi bunlardan kurtarmaya davet ediyorum.
Öncelikle kızıma ve aileme 2 yıldır desteklerini esirgemeyen özgürder ve Tokad üyelerinin değerli mümine ve mümin kardeşlerimize yapmış olduğunuz hakaretten dolayı sizi özel ailesi olarak kınıyoruz!
Çok kıymetli özgürder ve Tokad üyesi olan bacılarımızın kızıma ve aileme vermiş oldukları desteklerinin kişiye özel olmadığını BUGÜNE KADARDA HABERİNİZİN OLMAMASIDA sözde islami kimliğinizle bilmemeniz sizin adınıza utanç verici olduğunuda belirtmek isterim
Ne hikmetse bu mesele sizi oldukça sarsmış görünüyor mesele iman meselesi! imanıda ;önderimiz, kurtarıcımız, komutanımız, yol göstericimiz, üstün insan HZ.MUHAMMED (A.S.V) şöyle buyurur: ahir zamanda iman bir kor ateştir buyuruyor kim eline alırsa elini yakacak! biz bu ateşi bacılarımız ve kardeşlerimizle elimize aldık yanmayı tercih ettik sizi yakmaması için elinizden geleni yapmanız gayet doğaldır akidevi durumunuzu gözden geçirmenizi hakaret ettiğiniz kardeşlerimizden helallık almanız gerektiğini size bir müslüman olarak tavsiye ederim.
Murat ÖZEL (ECE NUR ÖZEL in BABASI)
DİYARBAKIR
''Kürt sorunu mu?
TOKAT(Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği)
Özgür Eğitim-sen,Tasfiye Dergisi ve Özgür Yazarlar Birliği
İslami çevrelerden kasıt ne?Rejimle uyum içinde olan,kapitalist düzene hiçbir itirazı olmayan,başörtülü kızını yurtdışında okutan,eşi en lüks arabaları kullanan,başörtülü hanımları işyerinde istihdam etmeyen,ettiğinde de büyük bir lütuf gibi gösteren,yardımları kermeslerde tıkınmaktan ibaret olan Müslümanlar mı İslami çevre.Yoksa Gazzedeki kardeşlerimiz için gösterdikleri duyarlılığı,ülkemizdeki bu soruna karşı göstermeyenler mi?Ya da''ben islamcıyım ama ayrı kürt devleti de olsun karşı değilim''diyenler mi?
Teodora Doni'nin,05 Temmuz 2010 tarihinde yazmış olduğu''Kürt sorunu mu?''başlıklı yazızından kısa bir alıntı.
Demem o ki verilen cevap aslında geç bile kalınmış zamanında gereken yorum yapılmalıydı üstelik açıkca derneğinizin adı anılmışken.
Tabi muhatap alınmayacak fesad bir zihin…Öyle fotoğraftan kasıt yola çıkarak ima ve ithamlarından dolayı kendilerini yadırgıyoruz.
Ece nur kardeşimiz için ancak şunu söyleyebiliriz''Zeyneb-i bir Tepliğ''.Bu güne kadar sergiledikleri tutum ve çabalarından dolayı Özgürder ve TOKAD'ı kutluyoruz.Rabbim gayretinizi arttırsın inşaallah!