Nasıl olacaksa!

İslamcılık tartışmaları tarihsel değerlendirmelerin ötesine geçmiyor. İslamcılar dışında yer alan yazarları anladık da İslamcıların değerlendirmeleri de salt tahlile dayalı. Tahlil, tahlil, tahlil… Elbette tahlil de önemli ancak bu İslamcılık sadece teorik bir durum mudur ki yalnızca tahlille yetiniliyor?

Hep merak ediyorum, herkes işin tahlilinde, tarihsel gelişimini ortaya koymaya çalışmakta; peki, bu işin fiiliyatını kim yapacak?

Biz tahlillerden bıktık usandık. Yok Osmanlı’da devleti kurtarmak için icat edilmiş, yok DP zamanında sağcılaşmış, yok MNP ortaya çıkmış, yok efendim AKP onu devletleştirmiş, piyasalaştırmış…

Bütün bu tahlillerin, yorumların oluşturduğu bir zemin var, bu zemin olmadan bir tartışma yürütmek, geleceğe ilişkin fiili pozisyon almak zorlaşıyor ancak gittikçe daha çok tahlille uğraşmak fiiliyatı, sahada verilecek mücadeleyi geciktiriyor, iptal ediyor.

Belki adına artık “İslamcılık” demeyebiliriz. Bu kavramın yıpranmış karakterini kendimizi ifade etmek için uygun görmeyebiliriz. İslami kimliğimizi siyasal çerçevede vurgulamak için “İslami hareket” gibi, “devrimcilik” gibi yeni tanım ve tamlamalar kullanabiliriz ancak artık abartılı sosyologluktan, siyasal bilimcilikten vazgeçmek zorundayız!

Bugün siyasal İslamcılık sahadan neredeyse tamamen çekilmişse, İslam düşünce ve siyasetini bütünüyle AKP vesayetine terk etmişse durum vahimdir. Fiili mücadele ve yeni örgütlenmeler şarttır, İslamcılar işi gücü bırakıp behemehâl buna odaklanmak zorundadır.

Siyaset pratik sorunlar üzerine inşa edilir. Son on yılda 1o bin işçi iş cinayetlerinde can verdi. Neoliberal politikalar kamuyu ve bireyi tamamen talan etti. Ortadoğu’da Türkiye’nin taşeron politikaları tavan yaptı. Arap isyanları bütün dünyanın temel gündemi. Kürt sorunu öylece orta yerde duruyor, bu alanda başka çizgiler siyasetlerini her geçen gün ileriye taşıyor. Başörtüsü yasakları ve İslami kimliğe dönük baskılar hususunda şekil dışında değişen bir şey yok…

Bütün bunların karşısında siyasal çözümlemelerle yetinmek aydın umursamazlığından başka bir şeyle izah edilemez. Entelektüel bir donanıma ihtiyacımız gün gibi açık, çünkü İslam düşüncesi hayatı kuşatacak anlayışlar, ufuklar üretemiyor ancak fiili mücadele alanlarında sorumluluk almayan herkeste bir parça suç olduğunu da söylemek durumundayız artık.

Meselenin özü efendim; sahada oyuncu kalmamış, herkes oyuncu! Nasıl olacaksa!

 

 

Etiket(ler): , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Nasıl olacaksa! için 2 cevap

  1. muhsin diyorki:

    fiiliyat derken ne kastediliyor? tahlil yapmak, tartışmak fiiliyat değilse fiiliyat ne ola ki?

  2. selami diyorki:

    tahlil yapmak, tartışmak fiiliyat olmasa gerek.

Bir yanıt yazın