[youtube http://www.youtube.com/watch?v=-0a-1e6Xktk]
Filmdeki güçlü toplumsal mesaj ve o dönemin müziğinin esintisi dikkatimi çeken noktalardı. Dünya nasıl da değişti. Yeni tarzlar ve müzik beğenileri yaratıldı. Yeni genç sanatçıların dünyasında doğan nesillerin kaynaşması ve toplumsal hassasiyetlere sahip bilinçli öğrenciler ile düşünsel kâşifler, benzersiz itirazların ve radikal değişikliklerin dönemi böyle üretildi. Ve ben de oralarda bir yerdeydim. Nasıl şans?
Günümüzde devasa şirketlerin ve toplum mühendislerinin tutsağı olan yeni nesil için aşırı derecede üzgünüm: Ne zaman yaşayacağınızı söyleyecek misiniz bize? Ne zaman öleceğinizi? Sahte zenginliğin ve hakiki yoksulluğun dengesiz dünyasında i-Pod’larla bağlanan ve sanal arkadaşlar edinenler için 60’lar sadece Wikipedia’da bir sayfa.
Nostalji yapmıyorum, ama orada cesaretin ruhu vardı, günümüzde hâlâ sağlam bir şekilde ayakta duran, geleneğe karşı çıkan yabaniliğin ürettiği ve yaydığı fikirler, sanat ve müzik vardı. Mesaj gürültülü ama belliydi: The Times They Are A-Changin'(“Çağlar Değişiyor”, Bob Dylan’ın bir şarkısı). Doğru, fakat maalesef savaş hala bizimle Bob.
Soru: bu karmaşada değişimler nerede ve nasıl meydana gelecek, CCTV ile izlenen ve dijital şekilde kodlanmış bir devirde? i-Pod’lardan i-Pad’lere? Orada uğruna yürüyüş yapılabilecek gerçek bir değer var mı? Evet orada var –İnsanlık’ta. Bizi Gökkuşağının sonunda bulabilirsiniz –ararsanız.
(5 Ekim 2010, yusufislam.com)
İngilizceden Çeviren: Salih Kutluer