Bazılarının bir kulağı cep telefonuna dönüşmüş. | Enis Batur

Geçen yaz, yurtdışında üç tren yolculuğu yaptım. Bütün yolcuların önünde, çocuktan yaşlıya, birer ekran vardı. Kimsenin dışarıyı seyretmediğini, gazete ya da kitap okumadığını görmek tedirgin etti beni. Geçmişte, Avrupalılardan gıptayla sözederdik: ‘Adamlar her yerde kitap okuyorlar’. Rahatlayabiliriz artık: İnternetten başlarını alamıyor, olmadı bilgisayarlarında oyun oynuyorlar. Genç kuşakta oran % 100’ü buluyor.

Çevremde durum farklı sayılmaz. Er saatta başlayan hipnoz hali geç saatta bitiyor. İnsanların düşleri bile değişiyor olabilir artık, o yüklemeyle. Deniz kıyısındaki kahveye laptopuyla inen kişi tek bir dalga görmeden evine dönüyor. Kulağında i-pod, bir martı sesi duymadan. Kimse boş oturmuyor mu şimdi?

Bir de, ne çok konuşuluyor! Bazılarının bir kulağı cep telefonuna dönüşmüş. Nasıl boş oturulmuyorsa, sessiz de kalınamıyor anlaşılan. İletişim şüphesiz önemli, ama bunca araçlarına bağımlı kılmasında ölümcül bir yan yok mu?

Sessiz sakin oturmak, hülyâ kurmak, düşüncelere dalmak, bakmak, bakışmak giderek yürürlükten kalkan fiillere dönüştü sanırım. Yalnızca hafifletici sebeplere dayalı bir yaşama biçimi kendini dayatıyor gitgide. Kimsenin kendi kendisiyle başbaşa kalmak istemediği bir hayat. Bizi kendimizde(n) bu denli ürküten, uzaklaştıran ne olabilir?

Etiket(ler): .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın