Hangimiz şirk koşmadı ki Rezzak ismine Tanrı’nın? Para var dediklerinde hangimiz coşmadı ki? Derken baş tâcı ediverdik öyle hemen, en liberal mesajları veren iktidarları. İhtimallerle dolu bir şans oyunuydu dahli olduğumuz, talih bizden yana olsundu. Kapitale küfretmiyorduk bakışlarımız burjuva koltuklarında iştihaları kabartırken; ne olurdu talih bize de gülsündü ve tarih. Kitab-ı kadim, biz o günleri insanlar arasında döndürür dururuz demiyor muydu? Kitaba imanımız tamdı nasılsa. Bekliyorduk mehdiyi beklercesine yoğun bir vecdle ve beklemek, hakiki manasına bizde erişiyordu. Anlaşılması zordu tüm olup bitenlerin ve zaten anlaşılması da gerekmiyordu. -Aklın salt usa,anlayışın sayısal olana indirgendiği yeni dünya düzeninde anlayış sahipleri yeterince dolduruyordu meydanları. Her haber kanalında bir Ortadoğu uzmanı. Olmadı piyasa profesyonelleri; hormonlu burjuvalar; diğerleri…-
-Bu oyuna bayılıyorum demokrasi diyorlar fikrimi hürce beyan ediyorum koca koca adamlar var ceplerinde paralar beni temsil ediyorlar meclislerde ve meydanlarda. Ah nasıl da gururlanıyor benliğim varlığımı duyumsatıyorlar bana.-
Dış dengeler ve karmaşa… İç dengeler ve dışa açılma adıyla iç-dış uyumlulaşması; neo-liberal politika… Politika çokça yalan bol entrika… Cennete çevrilteceğiz derken korkuyorum tek bir ağaç kalmayacak Allah’ın arzında. Allah’ın arzı? Allahımm… Görünmez el piyasa suçlu var ama yok el görünmezken kesilecek el acır mı dersiniz ama acır ekmek bulamayan çocukların sırtlarına bitişik karınları. Azıcık olsun insaf taşıyan kalpler acır. Ellerim acıyor. Parmak uçları… Cennetimi örten cinnet. Bana yücelerden yaprak biraz; az biraz. Yeşil yok buralarda.