10 Kasım, Değişen Kemalizm, Haluk Bilginer

“Melek Atatürk ya da Rodin Kemalist Olsaydı”,
polyester üzerine araç boyası, 45x95x95 cm,
Extramücadele, 2010.
Devletin resmi ideolojisinin kutsandığı günlerden 10 Kasım, bu sene “ileri demokrasi” yolunda yürüyen, 12 Eylül referandumunda darbecileriyle, vesayet rejimiyle, Kemalist olirgarşisiyle hesaplaşmış(!) 2010 Türkiye’sinde de aynı ilkelliklere sahne oldu. Ama Kemalizmin dönüşüm geçirdiği de bir gerçek. Sözcü gazetesi Mustafa Kemal’i bir parodinin malzemesi yapabiliyor mesela. Tayyip Erdoğan’ın aydınlanmacı Atatürk’e karşı ürettiği kurtarıcı Gazi Mustafa Kemal söylemi de daha çok yerleşiyor gün geçtikçe. Kamuoyunda etkisi olan magazinel tipler her 10 Kasım’da öne çıkarlardı ama bu sene Yonca Evcimik vs. ile sınırlı kaldı bu. Önceki senelerde canı acımayan tanrısal bir varlık olarak Atatürk’ü İş Bankası’nın  reklam filminde canlandıran Haluk Bilginer, şu sıralar rekorlar kıran “New York’ta Beş Minare”de tip olarak Fethullah Gülen’in esas alındığı kafirle savaşmayı iptal eden ve dinlerarası diyaloğu öne çıkaran Hacı Gümüş adlı bir kahraman olarak karşımızda.

Sözcü’de ise Mustafa Kemal bir parodinin konusu hâline gelebiliyor, geçtiğimiz senelerde “Mustafa” belgeseli dolayısıyla yaşanan tartışmaları hatırladığımızda sürecin değişimi dayattığı daha açık görülüyor, evet. Ama değişimin “Ilımlı İslam” misyonu ya da “dindarlaştırılmış Gazi Mustafa Kemal” imgesi lehine gerçekleştiği de bir gerçek. “İleri Demokrasi” deyince mozole falan olmayacak diye hayal etmiyorduk elbette, ama vesayet rejimi gidince yerine başka bir vesayetin gelip oturacağı fikrini pekiştirdi 10 Kasım. Hayrunnisa Gül’ün ya da Zafer Üskül’ün sözlerinin statükonun sonunun gelmediği, aksine karşıtına sığınma psikolojisi içindeki iktidarın siyaset felsefesi üzerinde de tahakküm kurduğunu ispat ettiği gibi.

Etiket(ler): , , , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın