Şaka değil…

21241

“Bu savaşı birlikte götürüyor muyuz, götürmüyor muyuz?”

Nuri Pakdil, motivasyonunu kaybettiğine inandığı dostlarından birine bu soruyu soruyor yazdığı bir mektubunda.

Onu yüzleşmeye; kendisiyle, dostlarıyla hesaplaşmaya davet ediyor.

Bu yaralayıcı bir davettir; yıpratıcı, ölümcül bir davettir.

Davet sahibi çünkü çok zaman önce yaralanmıştır, muhatabı yüzünden belki çok yıpranmıştır, yoldaşlık hukukunun yitmesi ölümcül noktaya onları ulaştırmıştır.

Evet…

Bir savaş var, öyle böyle bir mevzu değil, “savaş”tan bahsediyor.

Oyun ve eğlenceyle izahı kabil değil.

Savaş şakaya gelmez. Zaten Üstad da “Şakasız günlerden geçiyoruz.” demektedir. Sorumluluklarımızın küresel ölçeğe çoktan ulaştığını hatırlatmaktadır.

“Bu savaşı birlikte götürüyor muyuz, götürmüyor muyuz?”

Artık bir karara varmalıdır arkadaşı/muhatabı.

Şaka değil, Hira dağı kadar gerçek, Ortadoğu’nun yaraları kadar acıtıcı, kanatıcı…

Evet, bir karar ver ve yola düş, yoldaşlarınla yolcu ol ya da yoldan çekil.

Çünkü bu soru keskin bir cevabı bekleyen bir sorudur.

Şaka değil…

Etiket(ler): , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın