İslamcılığın Toplumsal Muhalefette İmtihanı

Türkiye İslamcılığı, bugün temel meseleyi ‘sistemi meselesi’ görmekten vazgeçmekte, toplumun yanında durarak küresel kapitalizmin kuşattığı bir egemenlikle karşı karşıya gelmek yerine onun yerli iktidar seçkinlerinden ilgi görmeyi perestiş meselesi sayabilmektedir. Haliyle bugün devlet bürokrasisiyle geliştirdiği bu diyalogun, yarın topluma söyleyeceği sözün itibarını ve inandırıcılığını sıfırladığını da görmezden gelmektedir.

İktidarın imkanlarını kendi sivil faaliyetleri için araçsallaştırdığını zanneden bu yaklaşım, her ne kadar kendisinde aktörlük vehmetse de, maalesef tarih sahnesindeki rolü figüranlıktan öteye geçememektedir. Sahnedeki repliklerinin uzun tutulması sonucu değiştirmeyecektir.

Türkiye’de egemenliğin yeniden reforme ve restore edildiği, küresel sistemin bölgesel politikalarıyla hepimizin geleceğini ateşe sürüklediği bir vasatta alınan bütün siyasal pozisyonlar büyük bir önem taşımaktadır. Sağ, muhafazakar ve kısmen İslamcı çevrelerin içinden çıkan bir kadronun yürüttüğü siyasi ve ekonomi politikaların iktidarda verdiği bu imtihan, elbette başlı başına daha uzun tartışmaların konusudur.

Benim açımdan ise öncelikli mesele, İslamcılığın iktidarda algılandığı bir vasatta, İslamcıların bu iktidarla imtihanıdır.

YAZININ TAMAMI İÇİN PLATFORMHABER

 

Etiket(ler): .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir cevap yazın