Süleyman Çobanoğlu’nun bir söyleşisi var İkindi Yağmuru dergisinin son sayısında. Soruyu soran zaten peşin kabulle Çobanoğlu’nu üstad olarak sunuyor. Çobanoğlu da kanaatlerini serd etmiş. Söyleşide Çobanoğlu’nun üslubu bana çok itici geldi doğrusu: Kendini fazlaca beğenen bir üslup. Normalde bu arkadaşlar tasavvuf terbiyesinden bahsederler ama kendi isimleri sözkonusu olunca alçakgönüllülük hak getire!
Kullandığı kelime ve cümlelere bakın: “Alık, geri zekalı vb.” “Necatigil’i kıçlarından anlıyorlar.” Bir şair için, naifliği içeren bir uğraşının temsilcisi için kesinlikle yakışık almayan bir üslup… Çok bilmiş edaları… Acaba bu üslupla şiirleri hangi hakikatin kapısını açaçacak? Ağzında sigarası ile kocaman bir fotoğrafla selamlyor okuyucusunu; nasıl karizma yapılır, öğrenin!
Toplum ve tarih değerlendirmesi bakımından da problemli şeyler söylüyor Çobanoğlu: Türk toplumu tabir edip onu kutsayan, Türk dilini ululayan, Tanrıya benzediğini iddia eden Bilge Kağan’a da sahip çıkan bir Süleyman Çobanoğlu, İslamcı şair midir?
Eğer müslüman zihin bu ise, gerisi nedir?