Ey müslüman öğrenci, kariyerin için neyini feda ettiğini unutma!

kariyer2008

 

Kapitalizmin mahremiyet, vicdan, adalet, ahlak, kanaat gibi her müslümanın taşıması gereken birçok erdemi yok saydığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu erdemlerin yerine ise ya kendi kavramlarını geçiriyor ya da kavramların anlamını baştan kendisi dolduruyor. Fırsat, performans, özgüven, iş, çıkar, başarı, saygınlık, yasa gibi tonlarca kelime bu şekilde hayatımızı çepeçevre kuşatmış durumda. Kişisel gelişim, sertifika programları, pazarlama rehberi, başarı öyküleri, terapi seansları, insan kaynakları, yönetmelikler ve bugün karşı karşıya olduğumuz kariyer günleri gibi kendi ürettiği yardımcı kuvvetlerle de hayatlarımıza taarruz etmeye devam ediyor.

 

Üniversitelerin sermayenin iş gücü pazarına dönüştüğü, öğrencilerin metalaştırıldığı kariyer günlerine hayır diyoruz! İnsanın rızkını temin etmesinin kutsal oluşuna inancımız tam. Öğrencinin maişet kaygısı ve staj zorunluluğunun farkındayız. Ancak rızık temininin ömürlük bir yarışa dönüştürüldüğü, maişet kaygısının prestijle yer değiştirdiği kariyerizme karşı durmaya çağırıyoruz.

 

Kariyerizm bizden kişiliğimizin markasını yaratma ilahlığını ister. Hayatlarımızı CVlere göre formatlamayı, performans ölçümü adı altında kişiliksizleştirilmeyi, tüketim pazarına pompa görevi görmeyi, üniversite eğitimimizi her şeyin pahasına verimin artırılmasına endekslemeyi bekler. Doğru çatal kullanmaktan nasıl giyineceğimize, ne konuşacağımızdan aile ilişkilerimize kadar hayatımızın her alanına nüfuz eder. Aynı sıralarda dirsek çürüttüğümüz arkadaşlarımız sizin o sunduğunuz hayatta birden rakip faktörlere dönüşür. Mutluluğu kâr-zarar hesabına, özsaygıyı hiyerarşiye, şahsiyeti pazarlamaya, bilgiyi sömürüye şart koşar. Rıza-i ilahi için giriştiğimiz araçları hiç ölmeyecekmişiz gibi amaç haline getirir.

 

Peki, sonu gelmez “başarı hikayeleri” anlatıyorsunuz. Soruyoruz, madalyonun öbür yüzünü gösterecek misiniz? Plazalardan fabrikalara göz attıracak mısınız? Biz beyaz yaka adaylarına mavi yakalılardan bahsedecek misiniz? Her an iş kaybetme kaygısından, güvencesizlikten, mobbingden, oralarda başka bir ahlakın geçerli olduğundan, adil gelirden, hırs kurbanlarından, esnek çalışma saatlerinden, üzerlerine basarak yükseldiklerimize ne olduğundan bahsedecek misiniz? Yoksa kendinize muhtaç kılacağınız biz müstakbel adayları en iyi bildiğiniz pazarlama stratejileriyle kariyer yalanlarına inandırmaya devam mı edeceksiniz?

 

Bizler, Boğaziçili Müslüman öğrenciler olarak rekabet temelli kariyere karşı; işçisinden çaycısına, amirinden memuruna hepimizi kuşatan cemaat temelli dayanışmaya çağırıyoruz. Mücadeleyi birbirimize karşı değil sömürüye dayalı kapitalizme karşı yapalım istiyoruz. Çalışma hayatımızın da ancak o zaman ibadete dönüşeceğine inanıyoruz. Aracı olan vakıfları da emeklerinin karşılığını bekleyen öğrencileri de bu direnişe çağırıyoruz.

 

Önce kendi nefislerimize sonra buradaki arkadaşlarımıza sesleniyoruz:

 

Ey müslüman öğrenci, kariyerin için neyini feda ettiğini unutma!

Boğaziçili Müslüman Öğrenciler

Etiket(ler): , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın