Ömer Lekesiz, bugünün edebiyat ve eleştiri ortamına ilişkin önemli değerlendirmeler yapıyor Dünyanın Öyküsü dergisinin birinci sayısında. Aslında neoliberal yağmacı ruhun edebiyata musallatiyetinin bir izahı söylemeye çalıştıkları. Eleştirinin bugünün kitap eklerinde pazarlama araçlarından birine dönüştüğünü vurgulamak istiyor. Kitap eklerinin birer reklam/pazarlama aracına dönüştüğü düşünülürse Lekesiz, haklı değil mi? Yazarlarla yapılan söyleşileri de bu kategoriye koyuyor. Kitap eklerinin söyleşileri, eleştiri(sizlik)leri ne kadar kendi adil standartlarında yapılabilir ve bu durum ne kadar aşağıda alıntıladığımız kaybolup giden değerlerin ortaya çıkmasına hizmet edebilir?
“Yaşadığımız son yirmi yılda, “saf edebiyat kaygısı, aydınlanmaya katkı, bilinçlenmeye destek, yaşanılabilir bir dünyanın kurulmasına hizmet, geleneği yaşatma, sömürüye tepki, emeğe saygı, devrimci dönüşüm, zalime muhalefet,” niyetleriyle birlikte var olan edebiyat çabasından, kapitalist sistem içinde “sektörleşmiş” bir edebiyat ortamına savrulduğumuz açıktır.” (Ömer Lekesiz, Dünyanın Öyküsü Dergisi, sayı: 1)