Neden tarih konusunda biz bu kadar çok yalan söylüyoruz? Tarihçiler gerçekleri bilmiyor mu?

Cemil Koçak: Üç türlü tarihçi var. Birincisi, mesleğinde kısa bir sürede yükselebilmenin yolunun egemen ideolojik paradigma üzerinden yazıp, çizmek olduğunu keşfediyor. Genellikle insanlar böyle yapıyorlar.
İkinci grup, gerçeği biliyor ama kamuoyu önünde bunu asla afişe etmiyor. İdeolojik paradigmanın dışına çıkmanın getireceği sakıncayı biliyor. Başkası gerçeği söylediğinde bıyık altından gülüyor. Özel sohbetlerde ise çok ileride şeyler söylüyor. Üçüncüler ise en küçük tarihçi grup. Bunlar hem yazıyor hem de söylüyor. Ama onların söylediklerini kaç kişi okuyor ve dinliyor?
(Neşe Düzel mülâkâtı, Taraf, 11-2009) http://www.arastiralim.com/yakin-tarihte-ordu-siyaset-iliskisi.html
Etiket(ler): , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Neden tarih konusunda biz bu kadar çok yalan söylüyoruz? Tarihçiler gerçekleri bilmiyor mu? için 0 cevap

  1. çetin diyorki:

    Tarihin namusunu kurtaran ender bir aydın….

  2. Cengiz Çavdar diyorki:

    Sosyal bilimler alanında bütün akademilerde aynı durum geçerlidir. Gerçekten özgürlükçü, lafını esirgemeyen kişilerin üstü çizilir zaten, ilerlemeleri zordur o hiyerarşi içinde. Akademik kariyer için genel teamüller kabullenilir, şartlar zorlanmaz, böyle bir davranış biçimi içselleştirilir, ortaya sorgulamayan ve eleştirel düşünmenin özgürleştirici mantığından mahrum olmanın sonucu olarak ayrıntılarda boğulan bir akademisyen tipolojisi çıkar ve maalesef tarihten edebiyata bütün sosyal bilimler disiplinlerinde hâkim olan tipoloji budur. İstiklal Mahkemeleri gibi evrensel çapta bugün “soykırım” olarak nitelenen olayların birçoğuyla aynılık taşıyan bir gerçekliği Türkiye'de hangi akademisyen araştırmış, tez yapmış, hangi üniversite bu konuyu ele almış, hangi tarih kürsüsünde yaşananların belgesel dökümü ve olayların boyutları işlenmiş?

Cengiz Çavdar için bir cevap yazın Cevabı iptal et