TOKAD 1 MAYIS EYLEMİ: “İNSANLIK NEOLİBERAL FAŞİZME DİRENİYOR!”

 

Tokat’ta faaliyetlerini sürdüren TOKAD (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği) 1 Mayıs’ta adalet ve özgürlük talepleriyle yine meydanlardaydı.

TOKAD üye ve gönüldaşları 1 Mayıs eylemi için saat 11’de Yeraltı Çarşısı üzerinde bir araya geldiler. Eylemin başlangıcında konuşan Özgür Yazarlar Birliği Başkanı Ahmet Örs, 1 Mayıs’ın bütün dünyada ezilenlerin zulme ve adaletsizliğe başkaldırdığı bir direniş günü olduğunu söyledi.

Daha sonra liseli gençler adına söz alan Sümeyye Avşar, gençliğin kapitalist kuşatmaya karşı muhalefet üretebilecek bir dinamizme sahip olduğunu söyledi. Üniversiteliler adına söz alan Ezra Aydın, İslam’ın devrimci karakteriyle egemen ifsat politikalarına karşı mustazaflardan yanında bir mücadele vermemizi istediğini belirtti. TOKAD Niksar Temsilcisi Hilal Çetin ise Müslüman kadının başörtüsü mücadelesinden emek sömürüsüne kadar hayatın her alanında adalet ve özgürlük mücadelesine omuz vermek durumunda olduğunu ifade etti. 4/C’li işçiler adına söz alan Şinasi Uludoğan da 4/C’nin tam bir zulüm politikası olduğunu, birçok işçinin bu politikalar sonucu hayatının karardığını, bir an önce bu kölelik uygulamasının kaldırılması gerektiğini söyledi.

Topluluk adına basın açıklamasını ise Özgür Yazarlar Birliği Genel Sekreteri Doğan Özlük okudu. Özlük, açıklamasına, 1 Mayıs’ta neden meydanlarda olduklarını açıklayarak başladı. İnsanı ve tabiatı sınırsızca sömüren kapitalizme, 6.5 milyon insanı asgari ücret köleliğiyle çalıştıran zulüm politikalarına, İslam ülkelerini yağmalayarak onları sömüren emperyalist batılı güçlere, NATO’ya, her gün artarak süren işçi ölümlerine, sosyal devletin öldürülmesine, 12 Eylülcülerden AKP iktidarına uzanan neoliberal politikalara karşı çıkmak için meydanlarda olduklarını söyleyen Doğan Özlük, “İnsanı köleleştiren; emeğini, inancını sömüren zalim ve fâsık güçlere karşı Müslümanlar olarak ezilenlerden yana olmak için meydanlardayız! Adaletin terazisinin ancak Kur’an’ın aydınlık dünyasını rehber edinerek doğrultulabileceğine inanarak meydanlardayız!” dedi.

Son otuz yıldır bütün insanlığın, hayatın hemen bütün alanlarını sonsuz bir iştiha ile yağmalayan neoliberalizmin tehdidi altında olduğunu belirten Doğan Özlük, neoliberalizmin kapitalizmin en saldırgan hali olduğunu, kendini savaşlarla, saldırganlıkla, çokuluslu şirketlerle dayatıp ülkeleri en ücra noktalarına, insanları en mahrem alanlarına kadar sömürüp talan eden şeytani bir virüs olduğunu ifade etti.

Neoliberal kapitalist yağmanın 2-B arazileriyle, nükleer santrallerle, HES’lerle karşılarına çıktığını dile getiren Doğan Özlük sözlerini “Yani dememiz o ki, bu yeni barbar saldırı ne insanı sağlam bırakıyor, ne tabiatı! Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de, Rum suresinde ifade ettiği ‘İnsanların elleriyle yapıp ettiklerinden dolayı karada ve denizde fesat çıktı!’ hakikati, neoliberal kapitalist saldırganlığın egemenliğini ilan ettiği günümüzde daha net bir şekilde kendini göstermektedir.” diye sürdürdü ve AKP iktidarının Kürt sorunundan başörtüsü mücadelesine kadar bütün muhalefet alanlarını sistem içine çekmeye çalıştığını, ancak kendilerinin İslami bir muhalefetle bu eklemlenme operasyonuna karşı direneceklerini şu sözlerle ilan etti: “Ancak biz İslami muhalefet ve mücadele umudunun her zaman mümkün olacağı inancıyla alanlarda, salonlarda, dergi ve kitap sayfalarında bütün gayretimizle yer almaya devam edeceğiz. Yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin yanında Hakkın ve hakikatin sesini yükselteceğiz! Bizi Allah ile aldatanlara asla fırsat vermeyeceğiz! Firavun’un karşısına köleleştirilen İsrailoğullarını kurtarmak azim ve kararlılığı ile dikilen Musa, Nemrud’un karşısına ateşe atılma tehdit ve cezasına rağmen müthiş iradesiyle dikilen İbrahim, Ebu Cehil’in karşısına “fekkü ragabe-kölelere özgürlük” şiarıyla yeni ve bambaşka bir adil dünya idealiyle dikilen Muhammed gibi yerel ve küresel zalimlerin karşısına dikileceğiz!”

TOKAD mensupları Yeraltı Çarşısı üzerindeki eylemden sonra 1 Mayıs yürüyüşüne katılmak üzere kortej halinde Gaziosmanpaşa Stadyumuna yürüdü. Yeraltı Çarşısı üzerindeki eylem ve stadyumdan şehir merkezine yapılan yürüyüş boyunca “İnsanlık Neoliberal Faşizme Direniyor, Fekkü Ragabe – Kölelere Özgürlük, Küresel Kapitalizme Karşı Küresel İntifada, Peoples of The World Rise Up, Asgari Ücret Köleliktir, Açlık Sınırı 1000 Asgari Ücret 701 Lira” pankartlarının yanı sıra “Kapitalizme Kul Olma, Ekonomik Sömürü Düzenine Son” gibi çok sayıda döviz taşıyan TOKAD mensupları sık sık Katil NATO Ortadoğu’dan Defol, Katil NATO Malatya’dan Defol, Emekçiler Köle Olmayacak, Asgari Ücret Köleliktir, İşçiler Ölüyor Sermaye Büyüyor, Zulme Karşı Omuz Omuza, 1 Mayıs Direniş ve İsyandır, Uyan Diren Özgürleş, Neoliberal İfsada Direneceğiz, Yağmaya Talana Sömürüye Son, Sağlık Eğitim Satılık Değildir, Nükleer Santral Ölüm Demektir, Rekabet Değil Dayanışma, Kapitalizmin Değil Rabbimizin Kuluyuz, İslam Direniş Adalettir, Yaşasın İslam Yaşasın Özgürlük, İslami Hareket Engellenemez, 4/C Kölelik Yasasıdır, İnanca Saygı Başörtüye Özgürlük, Katil ABD İşbirlikçi AKP, Yaşasın Emeğin Dayanışması  sloganlarını attılar ve tekbir getirdiler.

TOKAD’ın 1 Mayıs eyleminde okunan basın açıklamasının tam metni ise şu şekilde:

İNSANLIK NEOLİBERAL FAŞİZME DİRENİYOR!

Sevgili dostlar,

Yine ve yeni bir 1 Mayısta kapitalist yağma ve talanın karşısına dikilmek için meydanlardayız!

Tabiatı, hayatı ve insanlığı yerel ya da küresel hiçbir ayrım yapmadan iliğine kadar sömürüp köleleştiren kapitalist ifsada dur demek için meydanlardayız!

Libya’dan Afganistan’a, Irak’tan Pakistan’a, Suriye’den İran’a kadar İslam halklarını, Ortadoğu’yu baştanbaşa esir etmek isteyen batılı emperyalistlere, onların kanlı jandarması terörist NATO’ya karşı onurumuzu ve ülkelerimizi savunmak için meydanlardayız!

1000 liralık açlık sınırının çok çok altında, 701 lirayla yaşamaya mahkûm edilen 6,5 milyon asgari ücretlinin artarak devam eden köleliğine isyan etmek için meydanlardayız!

Marketlerde, mağazalarda, tekstil atölyelerinde, inşaatlarda asgari ücret bile alamayan, sigortasız çalıştırılan, kölelik standartlarının bile çok altında çalışmak zorunda kalan milyonların çığlığı olmak için meydanlardayız!

İşçileri insafsızca sömüren, onları güvencesizliğe mahkûm eden taşeroncu politikalara karşı çıkmak için meydanlardayız!

Hırsların esir aldığı zengin hayatların arzularına köle edilerek karın tokluğuna çalıştırıldıkları inşaatların naylon barınaklarında cayır cayır yanan, HES’lerin orta yerinde buz gibi sularda donup boğularak ölen, kot taşlamada patronlarını kat kat zengin ederken kendileri slikozisten genç yaşta çürüyüp ölen işçilere yapılan zulümleri ifşa etmek, yeni zulümleri engelleyecek direnişlere omuz vermek için meydanlardayız!

Sosyal devleti öldüren; sendikasızlığı, esnek ve güvencesiz çalışmayı dayatıp emeği ucuza kapatan, bir ucu 12 Eylülcülere, diğer ucu AKP iktidarına uzanan vahşi neoliberal politikalara karşı çıkmak için meydanlardayız!

Arkadaşlar!

Dünya, adalet ve özgürlük mücadelesinin arenası… İnsanın varoluşundan bu yana bu böyle! Biz vahiyden aldığımız referansla adalet ve özgürlük mücadelesinde saf tutmak için bir araya, yan yana, omuz omuza geldik.

1 Mayıs bizim için insanoğlunun adalet ve özgürlük mücadelesinin anlamlı günlerinden biridir. 19. yüzyıldan başlayarak hayatı kıskacına alan kapitalist kuşatmaya insanın verdiği mücadelenin sembol günlerinden biridir 1 Mayıs!

İnsanı köleleştiren; emeğini, inancını sömüren zalim ve fâsık güçlere karşı Müslümanlar olarak ezilenlerden yana olmak için meydanlardayız! Adaletin terazisinin ancak Kur’an’ın aydınlık dünyasını rehber edinerek doğrultulabileceğine inanarak meydanlardayız!

Arkadaşlar,

Son otuz yıldır bütün insanlık neoliberalizmin tehdidi altında! Hayatın hemen bütün alanlarını sonsuz bir iştiha ile yağmalamaktır neoliberalizm. Kapitalizmin en saldırgan halidir neoliberalizm. Kendini savaşla, saldırganlıkla, çokuluslu şirketlerle dayatan; ülkeleri en ücra noktalarına, insanları en mahrem alanlarına kadar sömürüp talan eden şeytani bir virüstür neoliberalizm.

Neoliberal kapitalist yağma bugün, özelleştirilip 4-C köleliklerine dönüştürülen tekel fabrikalarıyla çıkıyor karşımıza!

Neoliberal kapitalist yağma bugün, tabiatı ifsad eden, halkımızın, Anadolu’nun, Karadeniz’in geleceğini çalan, patronların üretim hırsını takviye etmek için kurulan HES’lerle çıkıyor karşımıza!

Neoliberal kapitalist yağma bugün, sorumsuz özelleştirme politikalarıyla ekonomisi çökertilen şehirler olarak çıkıyor karşımıza!

Neoliberal kapitalist yağma bugün, AKP iktidarı marifetiyle yağmalanan 2-B arazileri olarak çıkıyor karşımıza!

Neoliberal kapitalist yağma bugün, piyasalaştırılan eğitim ve sağlık hizmetleri olarak çıkıyor karşımıza!

Neoliberal kapitalist yağma bugün, üretim hırsının en son Fukuşima’da insanlığı kavuran ve AKP iktidarının dizginlenmek bilmez hırsıyla Sinop’a, Akkuyu’ya kurulmak istenen nükleer santraller olarak çıkıyor karşımıza!

Neoliberal kapitalist yağma bugün, ülkenin yağmalanıp yok edilen ormanı, denizi olarak çıkarken karşımıza, bir yandan da insanımızı, çocuklarımızı Milli Eğitim Bakanlığının okullarında açık bir şekilde küresel ekonominin rekabetçi şartlarına uygun programlanan robotlara çeviriyor!

Yani dememiz o ki, bu yeni barbar saldırı ne insanı sağlam bırakıyor, ne tabiatı! Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de, Rum suresinde ifade ettiği “İnsanların elleriyle yapıp ettiklerinden dolayı karada ve denizde fesat çıktı!”  hakikati, neoliberal kapitalist saldırganlığın egemenliğini ilan ettiği günümüzde daha net bir şekilde kendini göstermektedir.

Arkadaşlar,

Bu ülkede Kürt sorunundan başörtüsü yasaklarına, oradan emek sömürüsüne kadar yaralar hiç kapanmadı. Küresel güçlerin yeni politik manevralarına teslim olan AKP hükümeti eliyle de bu sorunlar egemenlerin politikası doğrultusunda işlevselleştirilip kullanıldı. Başta İslamcı çevreler olmak üzere geniş kitleler dini duyarlılıkları kullanılarak egemen politikalara eklemlendi. Böylece egemen siyasetlere karşı çıkış imkânını içinde barındıran dinamizmler yok edildi. Mazlumların ve mustazafların dili ve umudu olacak İslami bir muhalefetin önü bu suretle kesilmek istendi.

Ancak biz İslami muhalefet ve mücadele umudunun her zaman mümkün olacağı inancıyla alanlarda, salonlarda, dergi ve kitap sayfalarında bütün gayretimizle yer almaya devam edeceğiz. Yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin yanında Hakkın ve hakikatin sesini yükselteceğiz! Bizi Allah ile aldatanlara asla fırsat vermeyeceğiz! Firavun’un karşısına köleleştirilen İsrailoğullarını kurtarmak azim ve kararlılığı ile dikilen Musa, Nemrud’un karşısına ateşe atılma tehdit ve cezasına rağmen müthiş iradesiyle dikilen İbrahim, Ebu Cehil’in karşısına “fekkü ragabe-kölelere özgürlük” şiarıyla yeni ve bambaşka bir adil dünya idealiyle dikilen Muhammed gibi yerel ve küresel zalimlerin karşısına dikileceğiz!

Arkadaşlar,

Sömürü ve zulüm politikaları çok boyutludur, kendi aralarında örgütlüdür. Her vesileyle örgütlenen bu zulüm ve sömürü politikalarına karşı ancak örgütlü direnişlerle karşı koyabiliriz. Grevin, boykotun, eylemliliklerin gücünü, hak ve adalet üzre birlikte olmanın her türlü pratiğini zorlamalıyız. Şeytani egemen güçlerin kapitalizmin mü’minleri haline getirdiği insanları vahyin aydınlığında diriltme çabamızın ancak direniş alanlarını genişletip bereketlendirmekle mümkün olabileceğini unutmayalım.

2012’nin 1 Mayıs’ında, yıllardır adalet ve özgürlük çağrısını yükselten sesimizle yankılanan Tokat’ın şu meydanından bir kez daha seslenerek bitirelim konuşmamızı:

Ey bütün mazlum ve mustazaf halklar,

Ey emeği, inancı, dili, ülkesi, havası, suyu, nesilleri ifsat edilip sömürülen, yağmalanan ezilen halklar,

Ey emperyalistlerin, kapitalistlerin kuşatmasında can çekişen halklar,

Gelin birlikte direnelim, Kur’an’ın rehberliğinde adil ve özgür bir dünyayı birlikte kuralım!

tokad (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği), tokad.org

 

 

 

 

 

 

 

 

Etiket(ler): , , , , , , , , , , , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın