Hiçbir Yer

39Y, Edirnekapı durağına kavis çizerek geliyor. Bu gelişi bir de şöyle söylemeli belki: 39Y, Edirnekapı durağından, çizdiği kavisle görünüyor. İki kullanımda da kavis vurgusu var, problem yok. Peki, başka otobüsler kavis çizmiyor mu? Bilmiyorum. Belki çiziyorlardır ama onların çizdiği kavisi… Devamını oku…

Sisler Bulvarında Elde Var Hüzün

O vakitler Muş, biraz karanlığına, kendi içine çekilmiş akşamların şehriydi. Gösterişli, çirkin ışıklar yayan lambalar caddeleri istila etmemişti. Kürt sorununun derin izleri tazeydi, valilik binasının rengi ürkütücü, kış akşamları soğuktu. Dişe dokunur bir kitapçı da maalesef yoktu. İki kırtasiye-kitapçı vardı… Devamını oku…

Mehmet Akif’in Kurguya Kurban Giden Ufku

Edebiyat Ortamı dergisinin 80. sayısının girişinde Mehmet Akif’le ilgili kısa bir değerlendirme var. Derginin yeni sayısının sunuş yazısında şöyle değiniliyor Akif’e: “Şeyh Galib, Yahya Kemal, Necip Fâzıl, Sezâi Karakoç geleneğin büyük halkaları idiler. Gelenek zincirinin bir diğer halkası ise Mehmed… Devamını oku…

Yaşayan Silüetler: Bir İstanbul Güzergâhı

Bugün çoktandır ihmal ettiğim ama en sık gezindiğim güzergâhlarından birini takip ettim yine İstanbul’un. Hava çok güzeldi.

çıkışa doğru, çarpan kalplerle

birkaç karakter olsun. biri yalnızlıktan yana. seviyor yalnızlığı. herkes onun yalnız kalmak istediğini söyler. yalnız kalmak istediğini ondan duydu mu herkes, orası bilinmiyor. belki kendisi böyle düşünmüyordur. muhakkak kendisine yöneltilmeli bu soru. bu hususun aydınlatılması gerek. aydınlatılmadıkça kafalar bir soru… Devamını oku…

20 Yıl

Kavun satıyordu bir abi, hava da ne sıcaktı! Otogardan Tokat bileti almış okula mı dönüyordum acaba, yoksa yeni kiraladığım eve mi, şimdi hatırlayamadım ama kavunları, kavunları satan abiyi, havanın sıcaklığını, o kasvetli otogarı unutmam mümkün olmasın hiçbir zaman.