Kusursuz Prova

Zil çalıyor.

İtaat ve kaçış, ölümün soğuk nefesi, hepsi birleşerek akın ediyor evlere.

Metropolün göçebeleri aynı anda, iftar sofrasına yetişecek mü’minlerin coşku ve endişesiyle akıyorlar.

Akışın kendi içindeki kabullenilmiş uyumu görülmeye değer.

– Eve gidin!

– Elbette…

Biyopolitika, psikopolitika, başarı ve performans toplumu, hadi tekrar panoptikon  -en kabasından- derken çözümleme denemeleri gırla gidiyor.

Üstad Halil Toprak, minör siyasetin açmazına kanıt olarak sunuyor bu telâşeyi.

Büyük anlatıları hafifseyen insanlar büyük kurguların içinde debeleniyor, un ufak oluyor.

Sokak siyaseti, türlü mekânlarda ilmî-siyasi müzakereler, toplaşma ve yuhalamalar, slogan ve yürüyüşler, can korkusuna, devlet korkusuna, DSÖ korkusuna teslim oluyor.

Ev hapsi küreselleşiyor.

Bilinmezliğin tahakkümü kalıcılaşıyor.

Bilgi çağının rahipleri kitleleri sürgün edip duruyor, çok bilmenin kararsızlığı tutum alışları engelliyor.

Çelişkiden geçilmiyor!

Edirnekapı’daki mezarlıklarda evsizler ağaçların karanlık gövdelerine yaslanarak ufka bakıyorlar.

Prova kusursuz ilerliyor, metropol kapanıyor.

Etiket(ler): .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir cevap yazın