Kudüs Günü -Tokat, 2012 : Kudüs’ün Özgürlüğü Ümmetin Özgürlüğüdür


 

Değerli Arkadaşlar

Yine bir Kudüs Gününde, küresel intifadanın parçası olmak isteyen sesimizle meydanlardayız. Kudüs’ün bizi ve bütün mustazafları dirilten çağrısıyla, coşkulu mücadelesiyle buluşmak için bir araya geldik.

 

Dostlar,

Kudüs’ün çağrısı dünyanın neresinde olunursa olunsun özgürlük ve adalete adanmış herkese yapılan bir çağrıdır.

Kudüs’ün çağrısı köleleştirilmiş zihinlerin, esir edilmiş yüreklerin ve yağmalanmış ülkelerin kurtuluşuna yapılmış bir çağrıdır.

Kudüs’ün çağrısı zincirlerinden kurtulmak isteyen Mescid-i Aksa’nın, Kâbe’nin özgürlüğüne yapılmış bir çağrıdır.

 

Arkadaşlar,

Kudüs 45 yıldır Siyonist çizmelerin işgali altında. Aslında yüzyıla varan bir işgalin parçasıdır bu. Emperyalistlerin koruma kanatları altında Siyonist İsrail, Filistin’in önemli bir kısmını işgal ettikten sonra kutlu beldemiz Kudüs’ü de 1967 yılında işgal ederek esir etti.

 

Herkes Filistin halkının bu işgale karşı nasıl bir mücadele verdiğini çok iyi biliyor. Yükseltilen intifada ateşinin nasıl tutuşturulduğunu, minik elleriyle taş atan çocukların Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için kanatlanan birer meleğe dönüştüğünü herkes çok iyi biliyor. Direnişin Filistin topraklarında nasıl boy verdiğini, Ahmed Yasinlerin, Abbas Musavilerin, Fethi Şikakilerin mücadeleyi nasıl omuzlayıp yükselttiğini herkes çok iyi biliyor.

 

Dostlar,

Kudüs’ün özgürlük mücadelesi bütün dünya Müslümanları için, bütün ezilen halklar için bir direniş mektebidir. Kudüs’ün özgürlük çağrısı dünyanın bütün egemenlerine karşı bir başkaldırı çağrısı, sönmeyen bir özgürlük meşalesidir. Biz de Kudüs’ün özgürlüğünün ne anlama geldiğini öğrendik, biz de bu mektebin birer talebesi olmaya azimliyiz! Bu mücadelenin Kudüs’te başlayıp Kudüs’te bitmediğini biliyoruz. Kudüs’te tutuşturulan ateşin hayatın bütün alanlarını kuşattığını görerek, yaşayarak öğrendik. O yüzden Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın özgürleşme çağrısı elimizde bir yol haritası olarak duruyor. Biz o haritanın yolcusuyuz.

 

Bugün artık şunu kesin olarak biliyoruz ki kendimizi özgürleştirmeden Kudüs’ü özgürleştiremeyiz. Kendimizi tutsak eden prangalardan kurtulamadan Kudüs’ü özgürleştiremeyiz.

İşte hayatımız, ülkemiz ve dünyamız yeryüzü egemenlerinin tahakkümünde inim inim inliyor. Kapitalist tahakküm bireyleri tüketim köleleri yaparak iradelerini esir etmiş! Sömürgeci kapitalist güçler ülkemizi, İslam dünyasını ve bir bütün halinde dünyayı acımasızca yağmalıyor. İnsanlık, tarihin gördüğü bu en büyük yağmanın altında gözlerini açamıyor. Kapitalist güçler ormanlarımızı, tesislerimizi, emeğimizi talan ediyor. Çok uluslu şirketler tarımdan suya, petrolden sağlığa kadar hayatın her alanını ranta çevirmiş durumdalar. Hükümetler bu rantın hukuki alt yapılarını hazırlamakla meşgul.

 

Ey Kudüs yârenleri,

İslam coğrafyasının dört bir yanı işgal altında değil mi? İşte Afganistan! Batı kapitalizminin jandarması katil NATO Afganistan’da her gün onlarca kardeşimizi katlediyor. Ülkeyi baştan başa kan gölüne çevirmiş durumda. Şehirler talan edilmiş, insanların düğün evleri bombalanıyor, mutluluk şarkıları yerine gökyüzüne ağıtlar yükseliyor.

İşte Irak! Zalim ve katil ABD’nin işgalinden bu yana 1,5 milyon insanın öldürüldüğü, 5 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığı, kadınların namuslarının ayaklar altına alındığı; çocukların yetim, kadınların dul kaldığı Irak… Baştan ayağa acıya teslim olmuş, şimdi de mezhepçilik fitnesiyle her gün pazar yerlerinde, cenaze ve düğün törenlerinde canlı bombalarla onlarca evladını ölüme gönderen Irak…

Yemen’den Bahreyn’e uzanan, Arabistan’da kımıldayan isyan ve intifadaların kaynadığı coğrafyaların, zalimlerin ateş ve baskılarıyla boğuşan halkları!

İşte yanı başımızda her gün ölümün ve fitnenin daha çok yükseldiği Suriye… Yerel zalimlerle küresel zalimlerin kıskacına sıkıştırılan hayatlar… Ortadoğu’yu sermayenin yağmasına açmak için bütün İslam ülkelerini harabeye çevirmekten çekinmeyen zalimlerin modeli Suriye’deki acı, her gün daha büyük bir sancıyla yükseliyor. Şehirleri talan edilmiş, geleceği elinden çalınmış, mezhepçilik tuzağına sürüklenmiş, tam manasıyla bir kargaşaya, kaosa teslim edilmiş bir ülke… Bugün Suriye’ye Türkiye’den silah, Arabistan ve Katar’dan para sevkiyatı yapılarak iç savaş yükseltiliyor. Rejimin zulmüyle küresel güçlerin ve işbirlikçilerin zulmü Suriye halkına her gün cehennemi yaşatıyor.

Arkadaşlar,

İslam dünyasının geleceğini vurmaya ayarlanmış NATO füze kalkanı Malatya’ya kuruldu. Maalesef Müslümanlar olarak katil NATO’nun füze kalkanına karşı yeterli muhalefeti yapamadık. Namus ve şerefimize karşı, ümmetin geleceğine karşı konumlanan bu düşmanlığı topraklarımızdan söküp atamadık, ona izin veren iktidardan hesap soramadık! İncirlik’te Amerikan üssü, İzmir’de NATO kara karargâhı, Malatya’da füze kalkanı olan bir ülke kurtarılmayı bekleyen bir Kudüs değil midir, soruyoruz sizlere!

Somali’den Arakan’a, Çeçenistan’dan Keşmir’e sömürü ve işgallerin yok ettiği, zayıf düşürdüğü, insanlıktan çıkardığı hayatlar içimizi parçalıyor. Coğrafya kıvranırken insanlık her gün daha çok acı çekiyor.

Dostlar,

Bir asra varan yasakçı ve yok sayıcı politikaların büyütüp ölüm ve acılarla bugüne getirdiği Kürt sorunu, kamusal hayatın birçok aşamasında sürdürülen başörtüsü yasağı, kölelik uygulaması asgari ücret, işsizlik ve çaresizlikler, çözüm bekleyen Kudüslerimiz değil midir?

Arkadaşlar,

İslam dünyasında ve bütün yeryüzünde acı ve zulümler saymakla bitmiyor. Bugün Siyonist rejimin yıkım tehdidi altında yardım bekleyen Mescid-i Aksa’yı ancak bütün bu zulümleri, acıları topyekûn ortadan kaldırmaya niyetli bir direniş siyasetiyle kurtarabiliriz. Kendimizi ve hemen yanı başımızdaki Kudüsleri kurtarmadan, bizi kuşatan egemenlerin politikalarıyla hesaplaşmadan Kudüs’ü özgürleştirebilir miyiz? Elbette ki hayır! O zaman yapmamız gereken şey Kudüs’ün özgürlük sembolü gücünden, intifadanın tecrübe ve adanmışlığından ilham alarak direniş seçeneğinde buluşmak, adalet ve özgürlük mücadelesini her alanda yükseltmektir!

 

Yâ Rabbî,

Kudüs’ün özgürlüğünü direnişimizin sembolü kıl!

Mescid-i Aksâ’yı Siyonistlerin, Mescid-i Harâm’ı zalimlerin elinden kurtarmayı bize nasip et!

Bizi yolunda kararlılıkla mücadele edenlerden eyle!

İslam coğrafyasındaki işgal ve katliamlara, işbirliklere karşı bize uyanıklık ve direniş bilinci nasip et!

Kardeş kavgasından bizi uzak tut, mezhepçilik fitnesini ateşleyenlere, ümmetin birliğini bozanlara

fırsat verme!

Bizi, yerel ve küresel zulümlere karşı bilinç ve adanmışlıkla yükselteceğimiz küresel intifadanın neferleri kıl!

İslam’ın bütün insanlığı kurtaracak çağrısını direnişimizle yükseltmeyi bize nasip eyle!

Tabiatı yağmalayan, insanı sömüren, ekini ve nesli ifsad eden kapitalist şirk güçlerine karşı bize bilinç ve mücadele azmi ver!

Büyük şeytan Amerika’yı, Siyonist İsrail’i ellerimizle kahret, insanlığı emperyalistlerin ifsadından kurtar!

Rabbimiz, bayrama ulaşmaya çalışan gözlerimizdeki sevinci Kudüs’ün ve insanlığın özgürlüğüne ulaşmayı amaçlayan sevinçle birleştir!

Bizi Kur’an’ın ve önderimiz Hz. Peygamber’in yolundan ayırma; ezilenlerin, yoksul ve çaresizlerin yardımcısı kıl!

Müslümanların vahdetini bozmak isteyen yerli ve küresel zalimlerin oyunlarını boşa çıkar!

Biz kendi varlığımızı senin yoluna, Kudüs’ün, İslam dünyasının ve bütün insanlığın özgürleşmesine adadık, bizden kabul buyur!

 

tokad (Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği)

tokad.org

 

 

 

 

Etiket(ler): , , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir yanıt yazın