Sanallık eğer hakikatsizlik olarak okunuyorsa işte o hakikatsizlik bu çağın dayattığı bir şeytaniliktir. O hakikatsizlik sadece insanı binlerce yıldır eleyip beleyen, onarıp inşa ve adam eden tahkiyeyi yutmakla kalmayacaktır elbette. Bu meselenin en genel boyutu belki.
İnsanın hıza kurban gittiği; sözlerini, dilek ve niyetlerini demleyemediği, neredeyse kelimeleri iptal edercesine yarım kalmış sözlerle meramını anlatmaya çalıştığı bir çağda şiire yakın bir sûretle arz-ı endam eden öykü, hem bir imkân hem bu çağın fotoğrafı olarak bir kayba işaret bâbından var oluyor sanki. (…)
[Devamı Berhava Öykü Dergisinin 1. sayısında]