çıkışa doğru, çarpan kalplerle

birkaç karakter olsun. biri yalnızlıktan yana. seviyor yalnızlığı. herkes onun yalnız kalmak istediğini söyler. yalnız kalmak istediğini ondan duydu mu herkes, orası bilinmiyor. belki kendisi böyle düşünmüyordur. muhakkak kendisine yöneltilmeli bu soru. bu hususun aydınlatılması gerek. aydınlatılmadıkça kafalar bir soru işaretiyle dolaşmak durumunda kalacak. hâlbuki buna gerek yok. onca soru işareti var zaten kafalarda, yeni bir tanesi neden olsun. belki de dengeleme yapar, kim bilebilir. zaten yalnızlık tam bilinemez. hangi hâlin yalnızlık olduğuna kim karar verecek. yalnızlığın bir insanı olgunlaştırdığına, bir insanı diğer başka insanlardan farklı kıldığına. işte o birkaç karakterden yalnız olanı hakkında da böyle ileri geri konuşmalar olacaktır. kimse buna engel olamaz. eğer engel olunabilse idi hayatta kimseler hakkında bir şey konuşulamazdı. onca şair şiir söyleyemezdi mesela birileri için. o birilerinin kim olduğu da önemli değildir. belki sevgililerdir bunlar, belki de cesur şairin yoldaşları. belki de yalnız insanlar üzerine hüzünlü bir söylev irad edilmiş olabilir. bunu fazlasıyla hak etmektedir yalnız insanlar kimilerine göre. çünkü o yalnızlıkta bir derinlik, bir gizem vardır. ne de olsa yalnızlık, mesela bir dağ başına, bir mağara içinde bulunma hâline yaraşır. mağara illaki yalnızlık demek değildir. kalabalıklar da mağarada bir arada olabilir. mesela bir metro bir mağaradır. bir mağara metro olabilir mi. biraz zor bir mesele. metroda çok insan yalnızdır. çıkışa doğru, çarpan kalplerle yürürler. kalpler hem çıkışa doğru daha bir artmaya başlar, hem de zaten çarpmakta olan kalplerle birlikte çıkışa ilerler bu insanlar. onlar üzerine de dikkat edilirse senaryolarda yer açılma eğilimi güçlüdür. roman ve hikâyelerde de açık gizli görülüverirler. yalnızlık böyle hayranlıklar uyandırabilir. kimileri bu hayranlığın etrafında döner. sonra yeniden üretirler yalnızlığı. kimileri de açıkça kınamaktadır yalnızlığı. övenleri adam yerine koymazlar. cesareti iptal eden bir kaçış, sorumluluk almaktan sakınan bir filozof düşkünlüğü olarak betimlerler. bu kişilerin acımasız yargılayıcılar oldukları hemen anlaşılır. elbette aralarından bazıları, bunlar az sayıda da değillerdir o kadar, bu kadar merhametsiz olmayabiliyorlar. ama onlarda da gizli bir kibir bazen kendini gösterebiliyor. doğrusu bunları toptan aynı safa yazmak en iyi tercih olabilir. denmelidir ki yalnızlığa övgü bu cenahta sövgü şeklinde yankılanabilir. gürültü hâkimdir bu kişilerin adımlarında. hep gürültü vardır. çabuk dağılırlar. yalnızlar kadar itibar görmezler sanatçı takımından. çünkü bunlar gizemi iptal etmiş yalınkılıçlardır. yalınkılıç olmak, evet saygıyı hak eder bazı durumda. belki de her zaman, bilinmez, tartışmalı bir meseledir nihayetinde. sonuçta sanat yerine göre biraz alay ederek alır bunları içine. diğerlerindeki derinliği, övgüye mazhar oluşu bunlara çok görür. bilinmez, korkuyor olabilir sanatçılar bu tarzdan, acımasız eleştiri çarkının yıkıcı yargılamalarından kaçmak isteyebilirler. her neyse, yalnızlığı seven o kişinin kadroda olmasının iyi bir şey olacağına dâir bir anlaşmaya varılabilir bu durumda. yalnızlığı esas alan kişiler muhataplarını enikonu etkileyebilme kudretine sahiptirler. kim bilir, bomboş tipler de olabilir yerine göre bunlardan bazıları ama bir güvenlik çemberi vardır etraflarında. öyle herkes o çemberi yaramaz. bu da bir avantaj sağlar nihayetinde. ama diğerlerine yazıktır. onlar iç dış delikanlılık performansı sergilerler. çok ucuza giderler. emeği gösteren alın terine yol vermezler. fena halde insandan yanadırlar. yürekleri yufkadır. kendilerini paralarlar ama ucuza giderler. kendini ağırdan satmanın piyasa giderine nasıl tesirde bulunacağı tahmin edilebilir. burada bir sahtelik, yalnızlığın pazarlanması durumu ortaya çıkmıştır. bu sav ileri sürülebilir muhakkak ya da yalnızlık üzerinden kişi pazarlama nesnesine dönüşmüş olabilir. kuşkusuz bu, piyasa koşullarına, sermaye hareketliliğine ve dövizdeki dalgalanmaya muvafıktır. yalnızlık verimli bir pazarlama nesnesidir. takipçisi çoktur. açık, dobra olan ürküntü verir. kriminalize eder. kim ister bunu. kim açık hedef olmaktan hoşnuttur. işte onlar da bu birkaç kişilik karakterden payına düşeni alacaktır elbette. sürece bakmak gerek. muhtemelen yalnızlık kazanacaktır. diğerlerinin kazanma şansı var mıdır, bilinmez. deşelenirse imkânları ortaya çıkarılabilir. kazanmak çok boyutlu bir kavram. nerede, ne kadar kazanılır. yalnızlık tarafı nihayete eren bir kazanç elde edemeyebilir. dobralık kaybetse de bir merhamet yalazasıyla muhatapları kendisine bağlanabilir. bu, başta umulmayan bir başarıdır. yalnız olanın uyandırdığı merak, ilgi, yarattığı cazibe sonunda öfkeye sebebiyet verebilir.

 

 

Etiket(ler): , , , .Yer işareti koy Kalıcı Bağlantı.

Bir cevap yazın